Bismillahirrahmanirrahim.

Rüya hakkında ne biliyoruz?

  • Rüya görürken; gerçek hayatta görmediğimiz, tanımadığız kişileri görmek mümkün değil. (En azından şu anki bulgulara göre) Yani, rüyamızda gördüğümüz kişi veya kişiler hatta mekanlar tanıdığımızı sanmasakta daha önce mutlaka gördüklerimizden ibaret oluyor. Belki, bir an baktınız ve bir daha görmediniz rüyanızda gördüğünüz kişiyi, eşyayı veya her neyse veya bir dizide gördünüz. Unuttuğumuzu sanıyoruz ama beynimiz gördüğü her şeyi kaydediyor.
  • Rüya, gerçek hayatta çözmemiz gereken, yarım bıraktığımız veya çözemediğimiz sorunları, problemleri çözme sanatıdır. Her ne olursa. Büyük küçük, en ufağından en büyüğüne, en önemsiz detayından en önemlisine. Beyin herşeyi çözer. Önem derecesine, isteğe ve psikolojiye bağlı olarak da bunu yansıtır veya yansıtmaz. Bu yüzden, bir şeyi sonlandırmak istediğimizde yarıda bırakmamalıyız. Bitirdik sanıyoruz ama tamamlanmamışsa ve beyin için bir şey yarıda kalmışsa beyin de bir eksiklik olarak kalıyor bu da ağırlık yapıyor düşünsel olarak.  Kafanızın karmakarışık olmasının sebebi bel ki de bu. Düşündüğünüz de bir nihai sonuca da varmalısınız sonraya bırakacaksanız da bunu kendinize belirtin. Bunun yazısını yazacağım inşallah. Hadi size bi ön bilgi- spoiler- hayat kurtaran bir detay; bir şarkı aklınıza takılmışsa ve kurtulmak istiyorsanız sonunu hatırlamanız veya dinlemeniz yeterli diyoğlar. Bi deneyin derim 🙂

 

      Üç çeşit rüya vardır:

  1.  Allah’ın kullarına müjde olarak gönderdiği, sevinmelerine vesile ettiği güzel rüyalar. Kim istemez ki.. O yüzden sizi mutlu eden her rüya’yı Allah’tan bilin. Rüyanızda kahkaha attığınız oldu mu hiç? Gülümse dostum, Allah seni seviyor 🙂
  2. Şeytanın gösterdiği rüyalar: Peygamberimiz (s.a.s) bu rüyaların yani kötü olanların zarar vermemesi için anlatılmaması gerektiğini söylemiştir. Çünkü bu rüyalar uyanıldığında mutsuzluk, rüyaya göre umutsuzluk, hüzün, acı veya hayat akışını fizyolojik- psikolojik olarak yanlış etkileyebilecek şeylere sebep olabileceğinden bu rüyaları insanlara anlatmamak onu başkalarının gözünde kalıcı kılmamak demektir. Bu tür rüyaları gördükten sonra uyanınca üç kere sol tarafa tükürüp (hafifce tabii ki) şeytana lanet getirip Allah’a sığınmak, “senden korkmuyorum, bana etki edemezsin, senden büyük Rabbim var !” diyerek kalkan oluşturmaktır. Tabii, bu rüyaları gördüğümüzde dönüp kendimize bir sormalıyız, nerede açık kapı bıraktık ki şeytan buradan girdi?
  3. Kendi kendimize konuştuğumuz rüyalar. Bakın bu en ilginç olanı. İnsanın hem senaryosunu yazıp hem yönettiği hem oynattığı rüyalardır. Çok ilginç değil mi? Bu tür rüyalar ne kötüdür ne iyidir bir şey hissetirmezler gelip geçicidirler sanki. Yoksa sende bu tür rüyaları çok görenden misin? Bu tür rüyaları daha çok, zeki olan insanların gördüğünü düşündüğümü söylesem? 🙂

Çok rüya görmek zekilik alameti midir, bence evet. Beyin, müthiş bir faaliyet içerisindedir. Hani dedik ya problemleri çözme sanatıdır diye. Bu durum beyinin aktivitesine göre değişir. Bazen bir ay önceki ve ya bir hafta önceki sorun hakkında bize birşeyler gösterebilirken bazı insanlarda o gün ki sorun üzerinde konuşabilir rüya. Bu da kişinin beyninin çok aktif ve harekette olduğunu gösterir. Yani beynini kullanıyor. Yani beyin, bilgiyi anında veya duruma göre hızlı iletebiliyor. Kişinin, beyniyle kurduğu iletişim iyiyse hatta olağanüstü. Bu nasıl, o insanın zeki olduğuna delil olamaz?

 

Rüyaları neden gerçekmiş gibi algılıyoruz?

Evet, rüyada gördüklerimizi, yaşadıklarımızı gerçekten yaşamış gibi tepki veriyoruz ve hissediyoruz. Beynimiz, gösterdiği hd rüyaları kontrol onun elinde olduğundan hissiyat olarak da yaşamış gibi saydırabiliyor. Ben burada beyinin rüyayı gerçek.i kılmak için duygu ve hisslerin beynimizde yer edindiği yerden yararlandığını düşünüyorum.

Absürt şeyler gördüğümüzde oluyor, mesela uçmak. Peki biz uçtuk mu da biliyor? Hayır. Peki, hiç düşmediniz mi? Veya başka olur olmaz gösterdiği rüyaları, deneyimlemediğimiz halde nasıl gösterebiliyor derseniz,

benim teorilerim; dünyaya gelirken tüm bu hissiyatları zaten bilerek gelmiş olduğumuz. Beynimizdeki duyguları, hissleri oynadığımız oyunlarda ki kilitli leveller gibi düşünelim. Beyin, neyin nerede olduğunu bildiğinden ona gereken hissiyatı veya duyguyu veya her neyse onun kapısına gidiyor, kapısını çalıyor ve kilidini açabiliyor. Normalde gerçek hayatta yaşamadan açamadığımız duygu ve hissiyatları rüya gereği açabiliyor.

Ve ya,

deneyimlediğimiz benzer bir anıyı veya deneyimlediği hissi, bir anıyı kullanıyor ve üstüne katarak bize o olayı yaşatıyor.

Sonuçta gördüğümüz şeyi tam olarak yaşamadan nasıl olduğunu bilemiyoruz yani bu konu için yanılıp yanılmadığımızı anlamamız için o şeyi bir anlamda yaşamamız gerekir. Benim inancım, beyinin gerçek olan duyguyu, hissi gösterdiği.

Bir diğer konu: Rüyalara önem verin arkadaşlar. Kendi kendimize konuştuğumuzdan – şeytanın gösterdiğine. Yaratılış gereği her şeyin bir sebebi var. Bu rüyayı neden gördüğünüzü kendinize bir sorun. Bu bir kendini eleştirme yoludur ayrıca da. Kötü bir rüya mı gördün? Ne yaptım acaba? Kendi kendine konuştuğun rüyalarda kafana neleri takmışsın, beyninde gerekli mi gereksiz mi yer kaplamışsın diye bir sorgulayın. İyi bir rüya mı gördünüz, şükredebilirsiniz, yaşantınızda ki hal ve haraketlerinizden Allah’ın memnun olduğunu çıkarabilirsiniz belki. Kim bilir?

Bana göre rüya; Allah’ın kuluyla, kulun da Allah ile konuşma yoludur. İstihare, yaptığımız bir işin hayrlı olup olmadığına delalet edip etmediğini öğrenmek için yattığımız rüyadır. Bir işin hayr olup olmadığını ona bu yolla soruyoruz. Gördüğümüz rüyanın yorumuna bakarak, o zaman ki durumumuzun iyi olup olmadığını öğreniyoruz. Bize sıkıntı veren bir şeyin hayr olup olmadığını gördüğümüz rüyanın tabiriyle anlıyoruz. İnsanın iç alemeninin bir aynasıdır rüya. Karakteriksel sorunlarının, bastırılan duyguların su yüzüne çıkmış halidir. Rüyalar görüldüğü kişinin kendisi ve yaşantısı hakkında çok bilgi verir insana. o yüzden rüyalara kulak verin. 😉

Tabirlerin güvenilir olup olmadığını anlamanın yolu nedir? Tabir, yaşadığımız şeylerle bağlantılıysa, kalbimize sonra da kafamıza yatmışsa doğru diyebiliriz.

Her rüyanın tabiri, doğru olmayacağı gibi doğru olan tabirin kesin tutup tutmayacağı da Allah’ın bileceği iştir. Sonuçta dua, kadere tesir edebilen bir şeydir ve kader de Allah’ın elindedir. İnsan o an ki hal ve ahvâlini değiştirmek için harekete geçer de tövbe ederse, hatasını anlarsa kötü rüyayı iyiye çevirmek de mümkündür çünkü Allah her şeye kadirdir. Mutlak güç sahibidir. Çokca affeden, bağışlayan ve merhamet gösterendir.

Esselamun aleyküm.

 


0 yorum

Bir cevap yazın

Avatar placeholder

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.